Çalışanların Sosyal Medya Paylaşımları Şirketin Başını Yakar mı?
07.08.2025Çalışanların Sosyal Medya Paylaşımları Åžirketin Başını Yakar mı?
Bir çalışanın sosyal medyada attığı tek bir cümle, yaptığı tek bir paylaşım... Kimi zaman sadece birkaç dakika içinde binlerce kiÅŸiye ulaşır. Peki, bu paylaşım yalnızca çalışanın kendi sorumluluÄŸunda mı kalır, yoksa iÅŸverenin başını da derde sokar mı? Bu sorunun cevabı, çoÄŸu ÅŸirket için “bir gün mutlaka karşınıza çıkacak bir sınav sorusu” gibidir. Åžimdiden dersini çalışmayanlar, sonra telafi sınavına mahkeme salonunda girer.
İş dünyasında artık sadece yapılan iÅŸ deÄŸil, dijital dünyada yaratılan imaj da deÄŸerlidir. Ancak bu imaj yalnızca ÅŸirketin resmî hesaplarından yürütülen kampanyalarla deÄŸil, çalışanların kiÅŸisel hesaplarındaki içeriklerle de ÅŸekilleniyor. Çalışan profillerinde ÅŸirketin adı, logosu, konumu yer almasa bile, sosyal medya paylaşımları ÅŸirketi hedef alan ya da onunla kolayca iliÅŸkilendirilebilecek nitelikteyse iÅŸverenin hem hukuki hem de ticari açıdan risk altına girmesi iÅŸten bile deÄŸildir.
4857 sayılı İş Kanunu’na göre iÅŸçi, iÅŸverene sadakat borcu taşır. Bu, iÅŸyerinin itibarını zedeleyecek, iÅŸ iliÅŸkisini olumsuz etkileyecek davranışlardan kaçınma yükümlülüÄŸünü de kapsar. Sosyal medya üzerinden yapılan, ÅŸirketi küçük düÅŸürücü veya müÅŸteri güvenini sarsıcı paylaşımlar bu borcun ihlali olarak deÄŸerlendirilebilir. KiÅŸisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) açısından ise çalışanın sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda müÅŸteri bilgilerini, sözleÅŸme detaylarını veya ticari sırları ifÅŸa etmesi açık bir veri ihlalidir. Bu durumda yalnızca çalışan deÄŸil, veri sorumlusu sıfatıyla iÅŸveren de idari para cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri uyarınca iÅŸçinin iÅŸverene verdiÄŸi zarar, koÅŸullar oluÅŸtuÄŸunda tazminat sorumluluÄŸu doÄŸurur. Ancak iÅŸveren açısından dava yoluyla tazminat almak çoÄŸu zaman uzun, zahmetli ve yorucudur. Bu yüzden mesele, zarar oluÅŸmadan önce önlem almaktır.
Yargıtay’ın son yıllarda verdiÄŸi kararlarda, çalışanların sosyal medya paylaşımlarının iÅŸveren açısından haklı veya geçerli fesih sebebi olabileceÄŸi net biçimde vurgulanıyor. ÖrneÄŸin; ÅŸirket politikalarını alenen eleÅŸtiren, müÅŸteri ÅŸikâyetlerini sosyal medyada duyuran ya da rakiplere avantaj saÄŸlayabilecek bilgileri paylaÅŸan çalışanların iÅŸ akitlerinin feshi onanıyor. Üstelik bu paylaşımlar mesai saatleri dışında ve kiÅŸisel cihazdan yapılmış olsa bile, içerik iÅŸvereni zedeliyorsa bu durum sorumluluÄŸu ortadan kaldırmıyor. “Ben özel hesabımdan paylaÅŸtım.” savunması, Yargıtay nezdinde pek karşılık bulmuyor.
Elbette iÅŸveren, çalışanın özel hayatına ve ifade özgürlüÄŸüne keyfî ÅŸekilde müdahale edemez. Ancak bu özgürlükler sınırsız deÄŸildir. Paylaşımın içeriÄŸi, ÅŸirketle doÄŸrudan veya dolaylı bir baÄŸ kurulmasına neden oluyorsa; ticari itibarı sarsıyor ya da müÅŸteri güvenini zedeliyorsa iÅŸverenin müdahale hakkı doÄŸar. Çalışan, kendi hesabında ÅŸahsî bir fikir beyan etmiÅŸ olabilir ama profilinde ÅŸirketin adı yer alıyorsa, kamuoyu nezdinde o kiÅŸi sadece kendini deÄŸil, sizi de temsil ediyor demektir. Ne yazık ki bir çalışanın özensiz paylaşımı bazen ÅŸirketin tüm PR bütçesini bir günde çöpe atabiliyor.
Sosyal medyadaki kontrolsüz paylaşımlar; itibar kaybından müÅŸteri ÅŸikâyetlerine, dava süreçlerinden veri ihlali cezalarına kadar geniÅŸ bir yelpazede risk yaratır. Bu nedenle ÅŸirketlerin yazılı bir “Sosyal Medya Politikası” oluÅŸturması artık bir seçenek deÄŸil, hayatta kalma refleksidir. Bu politika; paylaşılması yasak bilgilerden, ÅŸirket adının nasıl kullanılabileceÄŸine; rakip firmalar hakkında yapılmaması gereken yorumlardan, KVKK kurallarına kadar net sınırlar içermelidir. Ayrıca iÅŸe giriÅŸte imzalatılacak protokollerle bu kurallara aykırı davranışın sonuçları açıkça belirtilmeli, çalışanlara belirli periyotlarla dijital etik ve veri güvenliÄŸi eÄŸitimi verilmelidir.
Ve unutmayalım: Sosyal medyada artık “özel” diye bir alan neredeyse kalmadı. Çalışanınızın paylaÅŸtığı bir tweet, yazdığı bir yorum ya da tatil pozunun altına iliÅŸtirdiÄŸi bir espri saatler içinde ÅŸirketinizi ülke gündemine taşıyabilir. Bu gündem olumlu da olabilir, olumsuz da... Ancak çoÄŸu zaman ne yazık ki gündemden düÅŸmek, zararı telafi etmekten daha kolay oluyor. Farkı yaratan kriz deÄŸil, krize hazırlıktır.
Kısacası, çalışanların sosyal medyadaki varlığı ilk bakışta iÅŸverenin kontrol edemeyeceÄŸi bir alan gibi görünebilir. Ancak doÄŸru politikalarla bu alan son derece etkili biçimde yönetilebilir. Aksi hâlde, tek bir paylaşım yeterli olabilir; bir günde itibar kaybı, binlerce takipçi kaybı, birkaç dava ve bolca “KeÅŸke...” yorumu. Sosyal medya tam da böyle bir yer; hızla büyüyen, beklenmedik ÅŸekilde patlayan ve çoÄŸu zaman telafisi pahalıya mal olan bir mecra. Åžirketler için adeta bir sabır testidir. Ne var ki sabır da sınırsız deÄŸildir, hele ki dava çoktan açılmışsa...
Avukat & Hukuk Müşaviri