Ceza Dosyası Yok Diye İşten Çıkarma Yapılamaz mı?
18.12.2025Ceza Dosyası Yok Diye İşten Çıkarma Yapılamaz mı?
Åžirketlerin En Masum Görünümlü Ama En Pahalı Yanılgısı
Åžirketlerde iÅŸten çıkarma konusu gündeme geldiÄŸinde, masanın bir yerinde mutlaka aynı cümle dolaşır:
“Savcılığa verilmedi.”
Hemen ardından gelen soru da bellidir:
“Åžikâyet var mı?”
Bu iki soruya verilen “hayır” cevabı, çoÄŸu zaman süreci kilitler. Yönetici bekler, İK tereddüt eder, dosya askıya alınır. Çünkü zihinlerde yerleÅŸmiÅŸ bir varsayım vardır: Ceza dosyası yoksa fesih risklidir.
İş hukukunda deÄŸerlendirme, suç tespiti üzerinden deÄŸil; iÅŸ iliÅŸkisinin güven içinde sürdürülüp sürdürülemeyeceÄŸi üzerinden yapılır. Bu nedenle ceza yargılamasında aranan kriterlerle iÅŸverenin disiplin yetkisini aynı zeminde düÅŸünmek, baÅŸtan hatalı bir karşılaÅŸtırmadır.
Ceza hukuku bireyin özgürlüÄŸüne iliÅŸkindir; yüksek ispat standardı vardır ve “suç” kavramı etrafında ÅŸekillenir. İşverenin disiplin yetkisi ise iÅŸyerinin huzuru, güveni ve iÅŸ iliÅŸkisinin sürdürülebilirliÄŸiyle ilgilidir. Bu nedenle bir davranış hakkında ceza soruÅŸturması açılmamış olabilir, savcılık süreci hiç baÅŸlamamış olabilir ya da kimse açıkça ÅŸikâyetçi olmamış olabilir. Buna raÄŸmen aynı davranış, iÅŸveren açısından güven iliÅŸkisinin sona erdiÄŸi noktayı temsil edebilir.
Uygulamada bu ayrım çoÄŸu zaman sözlü taciz örnekleri üzerinden tartışılır. Oysa mahkemelerin son dönemdeki yaklaşımı, meselenin tacizle sınırlı olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Aynı deÄŸerlendirme; hırsızlık, yetki aşımı, ÅŸirket varlıklarının izinsiz kullanımı, ÅŸirket adıyla iÅŸlem yapılması, müÅŸteri bilgilerinin paylaşılması ya da iÅŸverenin güvenini sarsan benzeri davranışlar için de geçerlidir. Ortak nokta “suç” deÄŸildir. Ortak nokta güvendir.
Åžirketlerin en sık yaptığı hata da tam bu noktada baÅŸlar. Fesih gerekçesi ceza hukuku diliyle kurulmaya çalışılır. “Hırsızlık yaptı”, “dolandırıcılık var”, “suç iÅŸledi” gibi ifadelerle yazılmış tutanaklar, iyi niyetle hazırlanmış olsa bile iÅŸveren açısından risklidir. Çünkü bu dil, farkında olmadan ispat çıtasını yukarı çeker. Ceza hukuku kavramlarıyla yazılmış bir fesih, ceza dosyası yoksa iÅŸverenin elini zayıflatır.
Oysa iÅŸ hukukunda esas olan; davranışın iÅŸyeri düzenini nasıl etkilediÄŸi, çalışanın sadakat borcuna aykırı hareket edip etmediÄŸi ve iÅŸverenin bu iliÅŸkiyi sürdürmesinin makul olup olmadığıdır. Suç isnadı deÄŸil, davranışın yarattığı güven kaybı anlatılmalıdır.
İşveren açısından asıl soru ÅŸudur:
“Bu davranıştan sonra, bu çalışanla aynı güven iliÅŸkisi içinde çalışmam makul mü?”
EÄŸer bu soruya dürüstçe “hayır” deniyorsa, mesele savcılığa gidilip gidilmemesi deÄŸil; disiplin sürecinin iÅŸ hukuku mantığına uygun ÅŸekilde kurulup kurulmadığıdır. Belirleyici olan, bu sonucun keyfî deÄŸil, somut ve makul gerekçelere dayanıp dayanmadığıdır.
Ceza davası açılmamış olması tek başına koruyucu deÄŸildir. Åžikâyetin bulunmaması da öyle. Hatta uygulamada en sorunlu dosyalar, “kimse ÅŸikâyetçi olmadı” diye bekletilen dosyalardır. Çünkü beklenen her gün; disiplin sürecinin zayıflamasına, delillerin dağılmasına, fesih gerekçesinin muÄŸlaklaÅŸmasına ve sonunda iÅŸverenin haklıyken haksız duruma düÅŸmesine yol açar.
Sonuç olarak, ceza dosyasının varlığı ya da yokluÄŸu iÅŸveren için hukuki güvenlik saÄŸlamaz. Asıl güvenlik, feshi doÄŸru yerden ve doÄŸru dille kurabilmektir. İş hukukunda kaybedilen davaların büyük kısmı “hiçbir ÅŸey yapmadık” diye deÄŸil, yanlış kelimelerle bir ÅŸey yapıldığı için kaybedilir. Savcılığa gidilmemiÅŸ olması, beklemenin masum olduÄŸu anlamına gelmez. Aksine, çoÄŸu zaman risk tam da bu bekleme süresinde birikir.
Åžirketler sessiz kalarak kendilerini koruduklarını zanneder. Oysa iÅŸ hukukunda sessizlik, çoÄŸu zaman en pahalı tercihtir.
Avukat & Hukuk Müşaviri

