İklim Kanunu Kapıda: İşverenler İçin Karbon Ayak İzi Gerçeği
21.08.2025İklim Kanunu Kapıda: İşverenler İçin Karbon Ayak İzi GerçeÄŸi
Türkiye uzun süredir iklim deÄŸiÅŸikliÄŸini “bir gün bize de dokunur” diye uzaktan izliyordu. O gün geldi. 8 AÄŸustos 2025’te yayımlanan 7552 sayılı İklim Kanunu ile artık sadece çevreci sloganlarla poz vermek deÄŸil, gerçekten hesap vermek zorundayız. İşveren için mesele, “gezegenimizi kurtaralım” romantizmini çoktan aÅŸtı. Artık konu, doÄŸrudan ÅŸirket kasasının kurtarılıp kurtarılamayacağı.
“Karbon ayak izi” dediÄŸimiz ÅŸey bugüne kadar yeÅŸil yapraklı reklamlarda, sosyal sorumluluk raporlarında hoÅŸ duruyordu. Åžimdi ise hukuk metnine girdi: emisyonunu ölçeceksin, raporlayacaksın, azaltacaksın. “Benim fabrikam küçük, bana ne” deme ÅŸansınız kalmadı. Çünkü 2026’da Avrupa BirliÄŸi SKDM’yi devreye alıyor. Avrupa’ya ihracat yapıyorsanız karbon ayak izinizi de bavula koyup gümrükten geçireceksiniz.
Bir de ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) var. Devlet size yıllık emisyon kotası verecek. Fazlasını salarsanız ceza, altında kalırsanız ödül. Yani karbon artık borsada yeni bir oyuncu. “Ben kaydı düzgün tutmadım, biraz gözden kaçtı” deme lüksü yok; yanlış rapor, eksik beyan, hatta hiç rapor vermemek = idari para cezası. Hem de ciddi rakamlar. Yetmedi mi? Faaliyet kısıtlaması ihtimali de masada. Özetle: bacadan çıkan duman deÄŸil, kasadan çıkan para sizi terletecek.
Åžirket yönetimleri için durum daha da ilginç. Artık sadece kâr zarar deÄŸil, “karbon yönetimi” de masanın üstünde. Yanlış raporlama, doÄŸrudan hukukî risk. Bir uyarı: Yakında yönetim kurulu toplantılarında, “Bu çeyrekte kâr ne oldu?” yerine “Karbon yoÄŸunluÄŸumuz kaç puan düÅŸtü?” sorusuyla ter dökeceksiniz. Excel tablolarına yeni bir sütun geliyor, ÅŸimdiden hoÅŸ geldin diyebilirsiniz.
Ticari hayatın kalbine dokunan kısım ise sözleÅŸmeler. İhracat yapan firmalar tedarikçisinden karbon raporu isteyecek, o da alt tedarikçisinden… Zincir uzayıp gidecek. SözleÅŸmelerinize karbon uyum taahhütleri koymazsanız, zincirin ilk kırılan halkası olma ÅŸansınız yüksek. Avrupa sipariÅŸi, rapor eksik diye reddedildiÄŸinde faturayı kime kesecekler? Size. Hatta yanlış rapor veren tedarikçinizden zararınızı tazmin etmek için dava açma hakkınız doÄŸacak. Yakında mahkemelerde “karbon ayak izi davaları” baÅŸlığını görürsek ÅŸaşırmayın.
Korkulara da açıklık getirelim. Hayır, sabah kahvenizden karbon vergisi alınmayacak. Kimse size “bir latte – 0,2 kg CO2” diye fiÅŸ kesmeyecek. Kanun bireyleri deÄŸil, iÅŸletmeleri hedef alıyor. “Sadece Avrupa’ya ihracat yapanları ilgilendirir” sözü de yanlış. Devlet ETS gelirlerini içeride de kullanmayı planlıyor. Yani Avrupa’ya mal satmasanız bile, içeride rakipleriniz karbon yönetimiyle avantaj saÄŸlarken siz kenardan izleyemezsiniz.
Peki iÅŸverenler ne yapmalı? Öncelik: karbon ayak izi ölçümünü yapın. ISO 14064-1 gibi standartları öÄŸrenin. Ardından içeride raporlama sistemi kurun; veri akışı olmadan resmi rapor imkânsız. Tedarikçilerle sözleÅŸmelerinizi güncelleyin; uyum maddeleri eklenmezse zincir kırılır. Ayrıca yönetim kurulu gündemine karbonu alın; çünkü bu artık sadece çevrecilik deÄŸil, ÅŸirketin geleceÄŸini belirleyen strateji.
İklim Kanunu iÅŸverenin gözünde baÅŸta bir yük gibi görünebilir. Ancak doÄŸru yaklaşırsanız bu yük aynı zamanda fırsata dönüÅŸür. Uyum saÄŸlayan ÅŸirket uluslararası pazarda öne çıkacak, finansmanda eli güçlenecek. Uyum saÄŸlamayan sadece ceza ödemeyecek, müÅŸterisini de kaybedecek.
İklim Kanunu iÅŸverenlere aslında tek bir soru soruyor: Sadece bugünü mü kurtaracaksınız, yoksa gelecekte de var olacak mısınız?
Avukat & Hukuk Müşaviri