Yönetici Sorumluluğu: Şirketin Hatası Artık Yöneticiye Fatura Ediliyor
07.11.2025Yönetici SorumluluÄŸu: Åžirketin Hatası Artık Yöneticiye Fatura Ediliyor
Eskiden ÅŸirket hatası “kurum gideri” sayılırdı. Artık fatura doÄŸrudan yöneticinin önüne geliyor. Kamu otoriteleri “ÅŸirketin beyanı, yönetimin iradesidir” ilkesini sessizce uygulamaya koydu. Yanlış beyan, eksik bildirim ya da geciken süreç artık sadece kurumun deÄŸil, yöneticinin kiÅŸisel riski. Üstelik bu yalnızca para cezası deÄŸil; itibar, özgürlük ve kariyer kaybı da masada.
Yönetici sorumluluÄŸundaki bu dönüÅŸüm bir sabah Resmî Gazete’de baÅŸlamadı. Sessiz ama kararlı adımlarla geldi. Önce KGK ve SPK, finansal raporlama hatalarında yönetim kurulu üyelerini hedef aldı. Ardından KVKK devreye girdi; veri ihlali olduÄŸunda ÅŸirket cezasını öderken, “tedbir almayan yönetici” doÄŸrudan sorumlu tutulmaya baÅŸladı. Sonra İş SaÄŸlığı ve GüvenliÄŸi Kanunu sahneye çıktı; iÅŸ kazasında güvenlik tedbirini imzalamayan yöneticiler artık sadece izleyici deÄŸil, sanık sandalyesinde. Bugün tablo net: Yetki devredilebilir ama sorumluluk devredilemez.
Åžirketinizde bir çalışan müÅŸteri verilerini USB’ye kopyaladı. Veri güvenliÄŸi protokolü eksik, ÅŸifreleme yapılmamış. KVKK Kurulu’nun 2025 verilerine göre veri ihlallerinin yüzde 60’ı yönetici ihmaliyle iliÅŸkilendiriliyor. Artık ceza sadece ÅŸirkete deÄŸil, tedbir almayan yöneticinin kiÅŸisel sorumluluÄŸuna da yöneliyor. Aynı mantık finansal beyan hatasında, SGK bildirimi gecikmesinde veya iÅŸ kazasında da geçerli. Kısacası yöneticiler artık sadece “karar veren” deÄŸil, o kararların sonuçlarını bizzat yaÅŸayan kiÅŸiler.
Denetledin mi?
Uygulandı mı?
İhlali fark ettiğinde ne yaptın?
Bu üç soruya net cevap veremeyen her yönetici, riskin tam ortasındadır. Çünkü “ben talimat verdim” ya da “alt birim ilgileniyor” savunmaları artık geçerli deÄŸil. Hukuk, bu cümleleri açıklama deÄŸil, itiraf olarak deÄŸerlendiriyor.
Yöneticiyi koruyan kalkanlar hâlâ var ama zırh inceldi. Kurum içinde proaktif denetim sistemleri kurmak hem yöneticiyi hem ÅŸirketi korur. Yönetici, her kritik karar öncesinde “bu süreç mevzuata uygun mu?” sorusunu sormayı alışkanlık haline getirmeli. İç denetim raporları, risk analizleri, politika güncellemeleri artık bürokrasi deÄŸil; kiÅŸisel sigorta.
Riskten korunmak için üç adım atılabilir.
Haftalık risk ve uyum toplantısı yapılmalı.
Yönetici sorumluluk sigortası yıllık olarak yenilenmeli.
Hukuk danışmanı checklist’i düzenli kontrol edilmeli.
Bu üç adım sadece riski azaltmaz; yöneticinin itibarını da korur. Çünkü artık bir yöneticinin baÅŸarısı, krizden kaçınmakla ölçülüyor. Bazı yöneticiler hâlâ risk yönetimini yangın tatbikatıyla karıştırıyor. Oysa esas yangın tutanakta çıkar, dumanı da tebligatta görünür.
Yeni dönemin mottosu basit ama güçlü: Hukuku krizden sonra deÄŸil, karar vermeden önce çağır. Çünkü hukuk artık yalnızca savunma deÄŸil, ÅŸirket stratejisinin bir parçası. Yönetici olmak sadece liderlik deÄŸil, aynı zamanda sorumluluÄŸu taşımak demek. Ve o sorumluluÄŸu yönetebilenler fark yaratıyor.
Sizce yönetici sorumluluÄŸunda en kritik zafiyet hangisi: iç denetim eksikliÄŸi mi, yoksa farkındalık yetersizliÄŸi mi?
Avukat & Hukuk Müşaviri

