Vergi Teşviklerinin Ömrü Kısaldı: Pasta Dilimi Küçüldü
04.09.2025Vergi TeÅŸviklerinin Ömrü Kısaldı: Pasta Dilimi Küçüldü
Åžirketler yıllardır yatırımı yapar, sonra da uzun vadeli vergi avantajıyla sırtını yaslardı; öyle bedava çay-kahve gibi sınırsız sanılırdı. Ancak devlet, 24 Temmuz’da çıkardığı 7555 sayılı Kanun’la “o iÅŸ öyle uzun sürmez” dedi. Artık teÅŸvikler kısa ömürlü, pasta dilimleri ince ve süreli.
Yatırım yapan ÅŸirketlerin en sevdiÄŸi ÅŸey indirimli kurumlar vergisiydi; “bir fabrika kurarım, senelerce düÅŸük vergi öderim” hayali artık yok. Yeni düzenlemeyle indirimli kurumlar vergisi en fazla 10 hesap dönemi uygulanabiliyor, vergi indirim oranı da %60’ta sabitlendi. Devlet kısaca ÅŸunu söylüyor: “Seni desteklerim ama sonsuza kadar deÄŸil, benim de bütçem var.” Üstelik bu hükümler 24 Temmuz 2025’ten sonra alınan yatırım teÅŸvik belgeleri için geçerli. Yirmi yıl sonrası için hesap yapan patronların planları daha ÅŸimdiden bozuldu. Bir de not: Yatırıma katkının diÄŸer faaliyet kazançlarına uygulanması artık hem %50 ile sınırlı hem de ilk hesap dönemi dâhil 4 yıl ile kısıtlı. Yani eskisi gibi uzun vadeli yan gelir avantajı da kalmadı.
Sanayicinin gözdesi Organize Sanayi Bölgeleri de bu iÅŸten nasibini aldı. Eskiden OSB’de yatırım yapmanın vergi cenneti olduÄŸunu söyleyenler artık biraz daha temkinli konuÅŸuyor. Çünkü OSB’lerin bankalardan kullandıkları kredilerdeki BSMV istisnası kaldırıldı. “Ben buraya girerim, vergiden kurtulurum” dönemi geride kaldı; OSB’de yatırım hâlâ avantajlı ama “altın bilet” özelliÄŸini kaybetmiÅŸ durumda.
Ar-Ge ÅŸirketleri de sevinmesin. Stopaj ve damga vergisi istisnaları devam ediyor ancak devlet “belirlenen çerçevede kalın” diyerek üst sınır koydu. Tavan, brüt asgari ücretin 40 katı olarak belirlendi ve uygulama 1 AÄŸustos 2025’ten itibaren baÅŸladı. Yani devlet burada da “destek destek de, babamın hayrına deÄŸil” demiÅŸ oldu. Büyük teknoloji ÅŸirketleri özellikle bu sınıra dikkat etmeli; yoksa yılın ortasında yapılan hesaplar tutmayabilir. Küçük ölçekli giriÅŸimler içinse bu sınır ÅŸimdilik pek hissedilmese de, büyümeye baÅŸlayan her start-up’ın önüne çıkacak yeni bir eÅŸik olacak.
ÖTV tarafında ise asıl bomba geldi: CumhurbaÅŸkanına araçlarda ÖTV oranlarını motor gücüne, batarya kapasitesine ve emisyona göre deÄŸiÅŸtirme yetkisi verildi. Elektrikli araç üretenler için bu, sabah kalkınca döviz kuru gibi takip edilecek yeni bir “sürpriz listesi” anlamına geliyor; tek bir kararnameyle aracın fiyatı deÄŸiÅŸebilir. KDV tarafında da deÄŸiÅŸiklik var: mazbut vakıfların taşınmaz satışları istisna kapsamına alındı. Yani KDV’de teknik olarak bir geniÅŸleme var; fakat genel tabloda devletin eli, diÄŸer kalemlerde olduÄŸu gibi daha sıkı.
İşin en can alıcı tarafı öngörülebilirlik. Yatırımcı artık “bugün fabrika kurarım, on yıl sonra da aynı ÅŸartlar geçerli olur” diyemiyor çünkü kanun deÄŸiÅŸiklikleri tek kalemde bütün matematiÄŸi deÄŸiÅŸtirebiliyor. Hukuken bu, devletin takdir yetkisi. Ancak iÅŸ dünyası açısından bakıldığında tam bir baÅŸ aÄŸrısı. Patronun hesabı ÅŸaÅŸtığında iÅŸçisinin maaşı, fabrikanın hammaddesi, bankadaki kredisi domino taşı gibi etkileniyor. Bir zincirin en zayıf halkası bile koptuÄŸunda bütün çark durabiliyor.
Üstelik bu tablo sadece büyük holdingleri ilgilendirmiyor. Küçük ve orta ölçekli iÅŸletmeler de teÅŸviklerden yararlanıyor ve onların planları çok daha kırılgan. Makine alımı için yatırım teÅŸvik belgesi almış bir KOBİ düÅŸünün; hesap on beÅŸ yıl boyunca düÅŸük vergi ödemek üzerine kurulmuÅŸken yeni kanunla bu süre on yıl ile sınırlanınca, kalan beÅŸ yılın maliyeti bir anda kâr hanesine yükleniyor. Aynı durum bir aile ÅŸirketinin ikinci kuÅŸaÄŸa devrinde de karşınıza çıkabilir; “babamdan devraldığım teÅŸvik sürüyor” diye düÅŸünenler, aniden daha yüksek vergiyle yüzleÅŸebilir.
Åžimdi diyeceksiniz ki: “İyi de biz ne yapacağız?” Cevap basit: Vergi teÅŸviklerini artık bitmeyen kredi kartı limiti gibi görmeyeceksiniz. Daha kısa vadeli hesap yapacak, daha gerçekçi olacaksınız. “On yıl sonra da aynı destek sürer” diye güvenmek artık kumar. Åžirketler bundan böyle adımlarını daha dikkatli atmak zorunda; yoksa kalkan sanıldığı gibi korumaz, elde ağırlık yapar.
Sonuç mu? TeÅŸvikler hâlâ var ama eskisi kadar bonkör deÄŸil. Devlet, “sana pastadan pay veririm, ama hepsini yeme” dedi. O yüzden ÅŸirketiniz hâlâ eski hesaplarla ilerliyorsa ya da “nasıl olsa destek var” rehavetindeyse, iÅŸte en büyük riskiniz bu. Çünkü bu pastanın dilimi gerçekten küçüldü. Unutmayın: Pastayı küçülten devlet, bir gün tabağı da önünüzden çekebilir.
Avukat & Hukuk Müşaviri