Yapay Zekâ ve Otomasyonun Vergi Denetimine Etkisi: Gelecek Zaten Geldi mi?
20.05.2025Yapay Zekâ ve Otomasyonun Vergi Denetimine Etkisi: Gelecek Zaten Geldi mi?
Dijital dönüşüm, yalnızca üretimden iletişime kadar birçok alanı değil; vergi denetimi gibi daha “klasik” sayılan süreçleri de kökten değiştiriyor. Özellikle yapay zekâ ve otomasyon teknolojileri, vergi idarelerinin hem denetim kapasitelerini artırıyor hem de karar alma süreçlerini yeniden şekillendiriyor. Peki, bu dönüşüm biz mükellefler için ne anlama geliyor?
Yapay Zekâ, Denetimin Yeni Hafızası Oluyor
Bugün vergi idareleri, geleneksel yöntemlerle yüz binlerce mükellefi tek tek denetlemenin mümkün olmadığını çok iyi biliyor. Bu noktada devreye yapay zekâ destekli sistemler giriyor. Özellikle büyük veri analitiği sayesinde; mükelleflerin geçmiş verileri, işlem hacimleri, beyanları ve diğer kurumlarla olan ilişkileri anlık olarak analiz edilebiliyor.
Örneğin; e-fatura ve e-defter verileri üzerinden yapılan çapraz kontroller sayesinde “anormal” işlemler otomatik olarak tespit edilebiliyor. Mükelleflerin beyanları ile banka hareketleri, SGK bildirgeleri veya POS kayıtları arasındaki farklar sistemsel olarak analiz ediliyor. Bu da denetçilerin daha risk odaklı ve hedefli çalışmasına imkân tanıyor.
Otomasyon: Hız, Verim ve Tutarlılık
Yapay zekâ sadece analiz yapmakla kalmıyor, otomasyon sistemleriyle birlikte denetim süreçlerini baştan sona yeniden tasarlıyor. Artık birçok işlem manuel değil, sistemler tarafından otomatik olarak gerçekleştiriliyor.
Bu durumun birkaç temel avantajı var:
• Zaman tasarrufu: Denetim süreçleri haftalar değil, günler içinde tamamlanabiliyor.
• Verimlilik: İnsan kaynağı daha çok yorumlama, değerlendirme gibi katma değerli alanlara yönlendirilebiliyor.
• Tutarlılık: Yapay zekâ sistemleri aynı kurallar doğrultusunda her mükellefi eşit değerlendirerek öznellik riskini azaltıyor.
Peki Ya Riskler?
Her teknolojik dönüşüm beraberinde bazı soru işaretlerini de getirir. Yapay zekânın karar alma süreçlerinde giderek daha fazla rol üstlenmesi, bazı etik ve hukuki tartışmaları da beraberinde getiriyor.
• Şeffaflık eksikliği: Bir mükellefin neden denetime alındığı bazen algoritmalar tarafından belirleniyor. Bu kararların gerekçeleri, her zaman net ve açık olmayabiliyor.
• Veri gizliliği: Vergi idarelerinin elinde çok büyük miktarda kişisel ve finansal veri bulunuyor. Bu verilerin güvenliği, teknoloji kadar güçlü yasal düzenlemelerle de desteklenmeli.
• Hatalı eşleştirmeler: Algoritmaların yanlış sonuçlar üretmesi halinde, kusuru bulunmayan mükelleflerin gereksiz yere denetime tabi tutulması gibi sonuçlar da ortaya çıkabiliyor.
Türkiye ve Dünya Uygulamaları
Gelişmiş ekonomiler bu alanda oldukça ileri düzeyde sistemler kullanıyor. ABD, İngiltere, İtalya, İspanya, Avusturya, Letonya, Polonya gibi birçok ülke, vergi denetimi konusunda yapay zekâ tabanlı uygulamalar kullanıyor. Çok fazla veri kaynağından bilgi toplayarak vergi mükellefleri hakkında bir “risk profili” çıkarılıyor. Bu sayede yüksek riskli işlemler otomatik olarak tespit edilebiliyor.
Türkiye’de ise Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), e-denetim süreçlerini hızla dijitalleştiriyor. Özellikle e-Yoklama, e-Defter, e-Fatura, e-Arşiv Fatura, KDV İadesi Risk Analiz Sistemi, Bandrollü Ürün İzleme Sistemi, Sahte Belge Risk Analiz Programı gibi uygulamalar sayesinde denetim algoritmalarıyla çalışan sistemler her geçen gün gelişiyor.
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde ise; Bilgi İşlem Sistemi (VDK-BİS), e-Teftiş Sistemi, Risk Analiz Sistemi (VDK-RAS), Veri Denetim Analiz Sistemi (VDK-VEDAS), Sürekli Gözetim ve Denetim Ağı (VDK SİGMA) ve Elektronik İnceleme Dosyası (VDK-EİD) gibi sistemlerin kurulduğu bilinmektedir. Önümüzdeki dönemde, bu araçların daha da fazla kullanımına tanıklık edeceğiz.
Vergi denetimi çerçevesinde ise genel anlamda dünyadaki trend ile benzer şekilde Türkiye’de de risk analizi odaklı olarak yapay zekânın uygulandığı görülmektedir. Bu çerçevede Sahte Belge Risk Analiz Programı (SARP) uygulaması ile hangi mükelleflerin potansiyel olarak sahte belge düzenleyicisi davranışları sergilediği tespit edilerek akıllı dijital yazılımlarla ortaya konmaktadır. Diğer bir anlatımla SARP uygulamasında; oluşturulan risk kriterlerini ihlal eden KDV mükellefleri, belirli bir algoritma çerçevesinde her ay bir risk puanı alarak sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme riski yönünden değerlendirilmekte ve GİB tarafından analiz edilmektedir.
Öte yandan VDK-RAS bünyesinde, mükellefler tarafından sunulan bilgi ve belgelerin yanında bankalar gibi finans kuruluşlarından, mükellefle iş ilişkisi olan üçüncü kişilerden, Sosyal Güvenlik Kurumu, Tapu İdaresi, Gümrük İdaresi gibi kamu kurum ve kuruluşlarından ve diğer kaynaklardan elde edilen her türlü veri derlenerek nitelikli veri haline getirilerek analize tabi tutulmakta, ayrıca her türlü bilgi, veri ve istatistik kullanılarak oluşturulan risk konuları ve senaryolar çerçevesinde mükellefler puanlanmaktadır. Bu analizin sonuçları da denetimlerde dikkate alınmaktadır.
Son dönemde çeşitli konularda vergi mükelleflerine gönderilen uyarıcı nitelikteki yazılarda bu çalışmaların ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mükellefler Bu Sürece Nasıl Hazırlanmalı?
Yapay zekâ ve otomasyon, sadece vergi idarelerinin değil; mükelleflerin de yaklaşımını değiştirmesini gerektiriyor. Artık muhasebe sistemleri yalnızca kayıt tutma değil, doğru veri üretme sorumluluğunu da taşıyor.
Bu değişen ve gelişen sürece ayak uydurabilmek için vergi mükelleflerinin alması gereken önlemeleri de aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;
• Dijital uyumluluğu artırın: Muhasebe ve ERP sistemlerinizi dijital belge sistemleriyle entegre edin.
• Veri tutarlılığına dikkat edin: Beyanlar, banka hareketleri, SGK bildirimleri gibi farklı kanallardaki verileriniz arasında çelişki olmasın.
• İç kontrol sistemleri kurun: Hataları ve uyumsuzlukları önceden tespit edecek kontrol mekanizmaları geliştirin.
Gelecek Zaten Geldi
Yapay zekâ ve otomasyon, vergi denetim süreçlerinde artık “geleceğin teknolojisi” değil, bugünün işleyişi. Bu yeni düzende hem kamu hem özel sektör daha şeffaf, daha hızlı ve daha dijital bir ekosistemde buluşuyor. Mükellefler için bu bir tehdit değil, doğru yönetilirse büyük bir fırsat.
Artık vergi denetimi, sadece defter inceleme değil, veriye dayalı algoritmalarla desteklenen bir analiz süreci.
Gelecek geldi, yerimizi ona göre almalıyız.
Yeminli Mali Müşavir