Ramazan Yardımlarının Vergisel Durumu
13.04.2021Ramazan Yardımlarının Vergisel Durumu
Bir ramazan ayını daha idrak etmek üzereyiz. Ramazan ayının gelmesiyle oluşan manevi havanın etkisi ile birlikte toplumsal dayanışma ve yardımlaşma daha da artmaktadır. Bu yardımlar toplumsal birlik ve beraberliğimizin göstergesi olmakla birlikte elbette ki bahse konu yardımların vergi kanunları yönünden uyulması gereken birtakım yükümlülükleri bulunmaktadır.
Bu yazımda işletmelerin çalışanlarına veya ihtiyaç sahiplerine yaptığı ramazan yardımlarının ya da son yıllarda daha çok kullanılan adıyla ramazan paketlerinin dağıtımının vergisel boyutunu incelemeye çalıştım.
Yapılan Yardımın Çeşitleri,
İşletmeler tarafından yapılan bağış ve yardımları iki başlık altında inceleyebiliriz.
1- İşletmelerin kendi çalışanlarına yaptığı yardımlar,
2- İşletmelerin ihtiyaç sahiplerine yaptığı yardımlar,
1- İşletmelerin Kendi Çalışanlarına Yaptığı Yardımlar,
Şirketlerin kendi bünyelerinde çalışanlarına dağıttığı “Ramazan Paketleri” ayni ücret olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle Ramazan ayında çalışanlara verilen yardım paketlerinin vergilendirilmesinde; Gelir Vergisi, Katma Değer Vergisi ve Sosyal Güvenlik Kanunu açısından ayrı ayrı dikkate alınması gerekir.
Gelir Vergisi Kanunu Açısından;
Çalışanlara dağıtılan Ramazan Paketi “ayni ücret” olarak değerlendirildiğinden Gelir Vergisine tabi olması gerekmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu’na göre;
“Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”
hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer alan ücretin tanımından da anlaşılacağı üzere; para ile (nakit) ödeme dışında “ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler” de ücret olarak kabul edilmektedir.
Ayni ücretin vergilendirilmesinde yine Gelir Vergisi Kanununda ücretin gerçek safi değerinin işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamı olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca “Hizmet erbabına verilen ayınlar, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre değerlenir.” demek suretiyle GVK açısından değerlemenin nasıl yapılacağı açıklanmıştır.
Bu ifadelerden işveren tarafından çalışanlara verilen ramazan paketlerinin yani erzak yardımlarının ücret mahiyetinde olduğu açıktır.
Ayni ücretin vergilendirilmesinde GVK’na göre, ayni ücretin nakde çevrilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Çalışanlara yapılan aynı yardımlar, piyasada ortalama satış fiyatı esas alınarak Gelir Vergisi Matrahının belirlenmesinde “net” olarak kabul edilerek brüt matrah hesaplanmak kaydıyla ücret olarak vergilendirilecektir.
Verilen erzak yardımları her personel için tabi olduğu gelir vergisi dilimi dikkate alınarak brüt ücrete gidilmelidir. Ayrıca ücret bordrosunda gösterilmeli ve toplam gelir vergisi matrahına ilave edilerek, hesaplanan verginin muhtasar beyanname ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.
Katma Değer Vergisi Kanunu Açısından;
Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre; “ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin” katma değer vergisine tabi olacağı hüküm altına alınmıştır.
Yine KDV Kanununda “vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin” teslim sayılacağı,
“Vergiye tabi bir hizmetten işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılmasının” ise hizmet sayılacağı,
belirtilmiştir.
Yapılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere personele ayın veya hizmet olarak verilen ücretler katma değer vergisinin konusuna girmektedir.
KDV Kanunu’nda; “Bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olacağı” hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, yapılan ayni yardımların ya da ramazan paketlerinin bedelinin tespit edilememesi durumunda, değerlemede emsal bedeli esas alınacaktır. Dolayısıyla çalışanlara verilen ramazan paketlerinin emsal bedelleri tespit edilip, bu bedel üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
Ayrıca, söz konusu yardımların satın alınması sırasında işletme tarafından yüklenilmiş olan ve indirim konusu yapılan KDV’lerin, yardımın yapıldığı dönemde düzeltilerek ilave edilecek KDV olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Ramazan paketlerinin içinde yiyecek, içecek ve temizlik ürünleri gibi birbirinden bağımsız olarak tüketilebilen ve farklı katma değer vergisi oranlarına tabi ürünlerin paketlenerek, fatura veya benzeri vesikalarda malın cinsinin “Ramazan Paketi” tutarının da tek bir tutar olarak gösterilmesi suretiyle satışa sunulması halinde bu pakete, koli içindeki katma değer vergisi oranı en yüksek olan ürünün tabi olduğu katma değer vergisi oranı uygulanacaktır.
Ancak paket içindeki ürünlerin, fatura veya benzeri vesikalarda ayrı ayrı fiyatlandırılarak, ayrı kalemler halinde gösterilmesi durumunda ise her bir ürüne, ürünün tabi olduğu katma değer vergisi oranının uygulanması gerekmektedir.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Açısından;
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda prim ve ikramiye benzeri ödemelerin sigorta primine dahil edileceği hüküm altına alınmıştır.
Burada önemli olan ödemenin nakit olup olmadığıdır. Zira prim ve ikramiye nakit olarak ödenen bir unsurdur. Bu nedenle de sigorta primine dahil edilmesi gerekmektedir.
Ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime esas kazanca dahil edilmesi gerekmekte iken ramazan paketi gibi ayni olarak yapılan yardımların (çalışanlara erzak şeklinde verildiğinden) kanun hükmüne göre sigorta primine esas kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Aynı zaman da işsizlik sigortası da hesaplanmayacaktır.
2- İşletmelerin İhtiyaç Sahiplerine Yaptığı Yardımlar,
İşletmelerin kendi çalışanları dışında ki ihtiyaç sahiplerine birçok yöntemle yardımda bulunmaları mümkündür.
Gıda Bankacılığı Aracılığıyla Yapılan Yardımlar;
İşletmelerin ihtiyaç sahibi kişilere gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflar aracılığıyla belirli şartlar dahilinde yapacağı gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri bağışlarının ya da ramazan paketlerinin maliyet bedellerinin tamamı Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince gider olarak indirilebilecektir. Ayrıca söz konusu paketler Katma Değer Vergisinden de istisnadır.
Bağış yapacak işletmelerin, gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin alım satımı veya üretimi ile ilgili bir faaliyette bulunmak gibi bir zorunluluğu yoktur. İşletmeler kendi üretim yaptığı ürünleri bağışlayabileceği gibi dışarıdan almış olduğu ürünleri de bağışlayabilmektedir.
İşletmelerin söz konusu dernek ve vakıflar üzerinden yapacakları ramazan paketi bağışlarında aşağıdaki hususlara dikkat etmeleri gerekmektedir.
• Yapılacak bağış, tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapılabilmesine ilişkin hüküm bulunan dernek ve vakıflar aracılığıyla yapılmak zorundadır.
• Yapılacak bağışlar bedelsiz olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak şartı ile yapılmalıdır.
• Bağışlar, mutlaka fatura ile belgelendirilecek ve ayrıca taşıma için sevk irsaliyesi düzenlenecektir.
• Söz konusu fatura, gerekli bilgiler eksiksiz olarak doldurularak bağış yapılan dernek veya vakıf adına düzenlenecektir.
• Faturada “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.” ibaresinin yer alması zorunludur.
• Dernek ve vakıflar kendi mevzuatlarının öngördüğü belgeleri düzenleyecek ve bağış yapanlara bir örneğini vereceklerdir.
Ticari işletmeye dahil malların bağışlanması durumunda bu malların maliyet bedeli Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesi çerçevesinde gider kaydedilecek. Bu işlem, faturanın bir yandan gelir bir yandan da gider kaydedilmesi suretiyle gerçekleştirilecektir.
İhtiyaç Sahiplerine Doğrudan Yapılan Yardımlar;
İşletmeler ihtiyaç sahibi kişilere ya da kuruluşlara doğrudan ramazan paketi yardımı yapması halinde bu paketler için ödenen bedeller kanunen kabul edilmeyen gider niteliğindedir.
Yani söz konusu paketler için ödenen bedeller şirket kayıtlarına gider olarak alınıp, yardım yapıldığında ise kanunen kabul edilmeyen gider olarak kayıtlara intikal ettirilip beyan edilmelidir.
Bu tür yardımlarda Ramazan paketlerinin alımında ödenen bedeller gider yazılır ve KDV’si de indirim konusu yapılır. İndirim konusu yapılan KDV’lerin, yardımın yapıldığı dönemde düzeltilerek ilave edilecek KDV olarak dikkate alınması gerekir.
İşletmelerin Diğer Yöntemleri Kullanarak Yaptığı Yardımlar;
Yukarıda sayılan yöntemlerin dışında da işletmelerin farklı kanallar kullanarak yardımlarda bulunması mümkündür.
• İhtiyacı olanlara yardım etmek üzere kurulan ve faaliyet gösteren, vergiden muaf vakıflara ve kamuya yararlı derneklere yapılan bağışların, kurum kazancının yüzde beşine kadar olan kısmı matrahtan indirilebilir.
• Kızılay ve Yeşilay’a yapılan bağışlar, gelirin veya kurum kazancının yüzde beşi sınırlamasına tabi olmaksızın matrahtan indirilebilir.
• Mülki idare amirinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın denetimine tabi olan yaygın din eğitimi veren kuruluşlara yapılacak bağışların tamamı, matrahtan indirilebilir.
• Belediyelere yapılan bağışların, gelirin veya kazancın yüzde beşine kadar olan kısmı matrahtan indirilebilir. Belediyeler tarafından organize edilen iftar yemeklerinin finansmanı için belediyelere bağış yapılırsa bu olanaktan yararlanılabilir.
• Kamu kurum ve kuruluşlarına; okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu gibi kanunda sayılan tesislerin yapılıp bağışlanması ya da bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirmeleri için yapılacak her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı matrahtan indirilebilir.
Bağışların Katma Değer Vergisi Karşısındaki Durumu,
Nakit bağışlar KDV’nin konusuna girmiyor. Ayni bağışlarda, bağışlanan malların teslimi KDV’nin konusuna giriyor ama geniş bir istisna düzenlemesi bulunmakta.
Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre, genel ve katma bütçeli idareler, belediyeler, kamu yararına çalışan dernekler, vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve KDV Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasında sayılan diğer kurum ve kuruluşlara yapılan bedelsiz teslimler KDV’den istisnadır.
İşletmelerin çalışanlarına yapmış olduğu ayni yardımların Ramazan ayında yapılması ile diğer zamanlarda yapılması arasında herhangi bir vergisel avantaj bulunmamaktadır. İçinde bulunduğumuz pandemi dolayısıyla ekonomik olarak işletmelere yük olarak görülebileceği düşünülse de özellikle böyle bir ortamda çalışanlara yapılacak yardımlar, çalışanların iş motivasyonlarını ve işletmeye bağlılıklarını artıracak, onları maddi açıdan da rahatlatacaktır.
İşletmelerin kendi çalışanlarının dışında, ihtiyacı olanlara yapacağı ramazan yardımlarını ise gıda bankacılığı aracılığıyla yapması vergisel yönden daha avantajlı olduğundan işletmelerin bu yöntemi tercih ederek yardım yapmaları daha yerinde olacaktır.
Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.
Yeminli Mali Müşavir