Tek Suça Çifte Ceza
29.03.2022Tek Suça Çifte Ceza
KiÅŸinin tek bir fiilinden dolayı bir den fazla yargılamaya tabi tutulması ve bir den fazla cezaya çarptırılması mümkün müdür? Tek bir fiilden dolayı bir den fazla yargılama ve ceza mı olur dediÄŸinizi duyar gibiyim. Ama yanıldınız. EÄŸer vergi mükellefi iseniz bu mümkün. GördüÄŸünüz gibi soru son derece basit, ancak cevabı için aynı ÅŸeyi söylemek mümkün deÄŸil.
Vergi hukuku, aynı zamanda vergi mevzuatına aykırı davranan mükelleflerin karşılaÅŸacakları cezalarında neler olduÄŸunu düzenlemektedir. Vergi cezalarının amacı, vergi kanunlarına aykırı davranmaya eÄŸilimli vergi mükelleflerinin üzerinde önleyici ve caydırıcı etki oluÅŸturarak vergi alacağının zamanında ve en az kayıpla tahsilini saÄŸlamaktır.
Vergi Usul Kanun’unun (VUK) “kaçakçılık suç ve cezaları” baÅŸlıklı 359’uncu maddesine göre vergi kanunları uyarınca düzenlenmesi gereken belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beÅŸ yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge de sahte belgeyi ifade etmektedir.
Ayrıca VUK’un 344’üncü maddesi uyarınca vergi ziyaına da sebebiyet verildiÄŸi takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uÄŸratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Vergi ziyaına “kaçakçılık suç ve cezaları” baÅŸlıklı maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde ise bu ceza üç kat olarak uygulanır.
Söz konusu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere sahte belge düzenleyenler ve kullananlar, ilgili eylemleri nedeniyle hem idari/mali olarak hem de özgürlükleri kısıtlanacak ÅŸekilde adli olarak cezalandırılabilmektedirler. Bu durumda, aynı fiile dayalı iki yargı kararı verilmekte hatta daha da ilginci, idari yargıda yani Vergi Mahkemesinde berat eden bir mükellef, ceza davasından hüküm giyebilmekte ya da tam tersi durumla karşılaşılabilmektedir.
KarşılaÅŸtığımız bu durun hukukun temel ilkelerine uygun mudur? Yoksa kabul görmüÅŸ evrensel hukuk kurallarına göre aynı fiilden dolayı iki kez yargılama ve cezalandırma olamaz mı?
Roma hukukundan bu yana geçerli olan bir doktrinden yani uygulamada genel kabul görmüÅŸ bir hukuk ilkesinden, “non bis in idem” den bahsetmek istiyorum.
Non Bis İn İdem İlkesi,
Modern ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukukunun esaslı ilkelerinden biri olarak kabul edilen “non bis in idem” ilkesine göre, kiÅŸi tek bir fiili ile mükerrer cezalandırma ve yargılamaya tabi tutulamamaktadır.
“Non bis in idem” ilkesinin uygulama alanı bulabilmesi için aynı kiÅŸi ve aynı fiil olması ÅŸarttır. Bu ilke, “geçmiÅŸte yapılan yargılama neticesinde verilen hüküm, geleceÄŸe karşı bir güvence iÅŸlevine sahiptir” ilkesini temel almaktadır.
Türk Hukuk Sisteminde Durum Nedir?
Anayasamızda bu ilkeye doÄŸrudan yer verilmemiÅŸtir. Ancak, Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun da yer alan farklı düzenlemelerde bu ilkenin dikkate alındığı görülmektedir.
Türk vergi sistemimizde ise vergi ziyaı olarak tanımlanan fiiller için para cezası, vergi suçu olarak tanımlanan fiiller için ise hürriyeti baÄŸlayıcı ceza öngörülmektedir. Bu durumda cevaplandırılması gereken soru; bir fiilin hem vergi ziyaı hem de vergi suçu olarak kabul edildiÄŸi durumlarda failin nasıl cezalandırılacağının belirlenmesidir.
Avrupa İnsan Hakları SözleÅŸmesinde Durum Nedir?
Avrupa İnsan Hakları SözleÅŸmesinin (AİHS) 7. No.lu Protokolün 4. Maddesinde “non bis in idem” ilkesine yer verilmiÅŸ ve “hiç kimse bir devletin ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkûm edildiÄŸi ya da beraat ettiÄŸi bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkûm edilemez” hükmü düzenlenmiÅŸtir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı ise: 7 No.lu Protokolün 4. Maddesi paralel yargılamaları da yasaklamaktadır. Mükellef örneÄŸin, idarenin re’sen vergi tarhı kararına karşı yargı yoluna baÅŸvurabilir. Vergiye iliÅŸkin yargılama süreci devam ederken bir yandan da kaçakçılık nedeni ile cezai yargılama süreci baÅŸlatılabilir. Protokol buna engel deÄŸildir. Asıl mesele, ikinci yargılama süreci baÅŸladığında ilk yargılama süreci sona ermiÅŸ ve karar kesinleÅŸmiÅŸse ortaya çıkmaktadır. Protokol gereÄŸi yargılamalardan birisinde kesin hüküm kurulursa, ikinci yargılamanın sona erdirilmesi gerekmektedir.
Avrupa İnsan Hakları SözleÅŸmesi Türkiye İçin BaÄŸlayıcı mı?
AİHS 7. No.lu Protokolünün onaylanmasının uygun bulunmasına dair 6684 sayılı Kanun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 10/3/2016 tarihinde kabul edilmiÅŸ ve 25/3/2016 tarihinde Resmî Gazete' de yayınlanmıştır. Söz konusu Protokol 28/3/2016 tarihinde de Bakanlar Kurulunca onaylanmış ve Türkiye açısından 1/8/2016 tarihinde yürürlüÄŸe girmiÅŸtir. Dolayısıyla ek 7 No.lu Protokol 1/8/2016 tarihinden sonra gerçekleÅŸen olaylar bakımından uygulanabilir hâle gelmiÅŸtir.
Dolayısıyla ülkemizdeki vergi mükellefleri, 01 AÄŸustos 2016 tarihinden sonra gerçekleÅŸen olaylar bakımından, “non bis in idem” ilkesine aykırılık nedeniyle, Anayasa Mahkemesine baÅŸvurma hakkını elde etmiÅŸtir.
Ancak Anayasa Mahkemesi bireysel baÅŸvuru sonucu açılan bir dava ile ilgili kararında, “bu ilkenin sadece ceza davalarına iliÅŸkin olduÄŸu için aynı fiilden dolayı ceza soruÅŸturmasının yanında ayrıca hukuk davası veya disiplin soruÅŸturması açılmasına engel olmadığına” karar vermiÅŸtir. Anayasa Mahkemesi vergi cezasının vergi kaybını telafi etmek, mahkumiyet cezasının ise vergi düzenini saÄŸlamak amacında olduÄŸunu belirterek, farklı hukuki deÄŸerlerin koruma altına alındığına karar vermiÅŸtir.
Mevcut Uygulama Nasıl?
Mevcut durum; tek bir fiil nedeniyle hem idari hem de adli yargıda, yargılama yapılabilmektedir. Yargılama süreci devam eden davalara iliÅŸkin olarak, mahkemelerin vereceÄŸi kararlar birbirini baÄŸlamamaktadır. ÖrneÄŸin; sahte belge düzenlenmesinde, adli yargıda sahte belge düzenlenmesi ile ilgili olarak açılan dava sonucunda belgenin düzenlenmediÄŸi ve suçun iÅŸlenmediÄŸi kararı çıksa dahi, idari yargı sahte belge düzenlenmesi sebebiyle mükellefe kesilen üç kat vergi ziyaı cezasını onaylayabilmektedir. Bu durum açıkça hukuk devleti ilkesi ile baÄŸdaÅŸmamaktadır. Çünkü fiilin iÅŸlenmediÄŸi kararını veren adli yargının kararı suçun asli unsurunu ortadan kaldırmaktadır. Buna raÄŸmen idari yargının ilgili kararı dikkate almadan vereceÄŸi aksi yönde karar hukuki temelden yoksun olacaktır.
Sonuç olarak; “non bis in idem” ilkesine göre, kiÅŸinin tek bir fiili ile mükerrer cezalandırma ve yargılamaya tabi tutulamaması gerekmektedir. Hukukumuzda VUK 344. Ve 359 madde hükümlerinin birlikte tatbiki ile kiÅŸiye, iÅŸlediÄŸi bir fiil nedeni ile hem para cezası hem de hapis cezası verilmesi “non bis in idem” ilkesine açıkça aykırılık teÅŸkil etmektedir.
Türk vergi sistemimizin de ortaya çıkan yeni içtihatlar doÄŸrultusunda, güncel ihtiyaç ve evrensel hukuk ilkelerine göre yeniden ÅŸekillendirilmesi ve buna uygun düzenlemelerin yapılması yerinde olacaktır.
Tüm okuyucularıma saÄŸlıklı günler dilerim.
Yeminli Mali Müşavir