Enflasyon Muhasebesi Bir Başka Bahara Kaldı!
09.02.2022Enflasyon Muhasebesi Bir Başka Bahara Kaldı!
“Enflasyon muhasebesi” uygulaması, vergi tekniği adıyla “enflasyon düzeltmesinin” uygulanabilmesi için yasal şartlar oluştu, uygulanacak mı uygulanmayacak mı derken, uygulama şimdilik ertelendi. Şimdilik diyorum çünkü ertelendiği tarihe kadar bu köprünün altından daha çok sular geçecek gibi görünüyor.
Enflasyon muhasebesinin uygulanması yönünde kamuoyunda bu kadar çok algı yaratılırken ne oldu da uygulama ertelendi, uygulamanın ertelenmesi vergi mükelleflerini nasıl etkileyecek, bu uygulamanın alternatifi vergi sistemimizde var mı ve vergi mükellefleri bu erteleme karşısında nasıl hareket etmeli sorularının cevaplarını yazımızda bulabileceksiniz.
29 Ocak tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7352 Sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanununa eklenen Geçici Maddeyle enflasyon muhasebesi uygulaması 2023 yılına ertelendi.
Enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından, enflasyon muhasebesi şartlarının oluşması ile birlikte “enflasyon muhasebesi” uygulaması da kesinleşmişti.
Bu kesinleşmeye bağlı olarak, Gelir İdaresi Başkanlığı, Enflasyon Düzeltmesine İlişkin Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Taslağını resmi web sitesinde yayınlayarak kamuoyuna duyurmuştu.
Ancak, 7352 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeyle enflasyon muhasebesi ertelendi.
Muhasebe uygulamaları, genellikle işlemin gerçekleştiği tarihteki parasal değerler üzerinden yapılmaktadır. İktisadi kıymetler, işlemin yapıldığı tarihteki değerleriyle mali tablolarda yer aldıklarından dolayı, enflasyonist dönemlerde mali tablolar işletmenin gerçek durumunu yansıtmaktan oldukça uzak kalmaktadırlar. Fiyat hareketlerinin istikrarlı olmadığı dönemlerde, fiyat hareketlerini dikkate almadan tarihi verilere göre düzenlenen mali tabloların işlevlerini yerine getiremeyeceği de ortadadır.
Madem mali tablolar gerçek durumu yansıtmıyor, enflasyon muhasebesi neden ertelendi?
Enflasyon Muhasebesi Neden Ertelendi?
Aslında enflasyon düzeltmesinin uygulanabilmesi için Vergi Usul Kanununda sayılan koşulların her ikisi de gerçekleşmişti.
Neydi bu koşullar;
Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri,
1- Fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den,
2- İçinde bulunulan hesap döneminde %10'dan fazla olması halinde,
Malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması için her iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir. Malî tabloların enflasyon düzeltmesine tâbi tutulması zorunlu olup, uygulama açısından mükelleflerin herhangi bir seçimlik hakları bulunmamaktadır.
Enflasyon muhasebesinin uygulanmasını TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) istemiyordu. Çünkü meslek mensuplarının iş yüklerini çok artıracağından ayrıca 17 yıldır uygulanmayan enflasyon muhasebesi hükümlerinin yeniden değerleme ile birlikte ele alınmasında, bir belirsizliğe yol açacağı endişesi taşımaktaydı. Bu gerekçelerle uygulamanın ertelemesini talep etti.
Maliye Bakanlığı ise enflasyon muhasebesi uygulamasına geçmek amacıyla tebliğ taslağı bile yayınladı. Ancak enflasyon muhasebesi yerine Vergi Usul Kanununa eklenen geçici maddeyle varlıkların yeniden değerleme yapılarak, değer artışları üzerinden %2 vergi ödenecek olması, kamu gelirlerinin artırılmasına ihtiyaç bulunduğu bir dönemde bu işlemin vergisiz yapılması yerine vergili olarak yapılması seçeneği Vergi İdaresine de cazip geldi.
Sonunda 7352 Sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanununa eklenen Geçici Maddeyle enflasyon muhasebesi uygulaması 2023 yılına ertelendi.
Ertelemeye İlişkin Düzenlemenin İçeriği Nasıldı?
7352 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeyle;
1- Geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri ile,
2- 2023 hesap dönemi 1., 2. ve 3. geçici vergi dönemlerinde,
Enflasyon düzeltmesi şartları oluşup oluşmadığına bakılmaksızın Enflasyon Düzeltmesi (Muhasebesi) uygulanmayacaktır.
31.12.2023 tarihli mali tablolar ise enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın Enflasyon Düzeltmesine tabi tutulacaktır.
31.12.2023 tarihli mali tablolar enflasyon düzeltmesine tabi tutulurken, düzeltmeden kaynaklı kar/zarar farkı, geçmiş yıllar kar/zararı hesaplarında gösterilecektir. Geçmiş yıl karı vergilendirilmeyecek, geçmiş yıl zararı ise matrahın tespitinde zarar kabul edilmeyecektir.
Mükellefler Bu Düzenlemeden Nasıl Etkilenecek?
Kamuoyunda enflasyon düzeltmesinin bütün mükelleflerin avantajına olacak bir uygulama algısı yaratılmıştı. Yani enflasyon muhasebesinin ödenecek vergiyi her koşulda azaltacağı düşünülüyordu.
Oysa işletmelerin bilançosunun yapısına göre değişen bir durum söz konusudur. Aktif veya pasifte yer alan parasal olmayan kıymetler ve bunların düzeltmeye esas tarihleri düzeltme sonucunda enflasyon kârı mı yoksa zararı mı çıkacağını belirler.
Aktifinde parasal olmayan varlıkları (stoklar, sabit kıymetler vs.) yüksek olan ve bu varlıkları borçla finanse eden mükellefleri enflasyon düzeltmesi olumsuz etkiler. Çünkü bu durumda vergiye tabi enflasyon kârı çıkar. Ülkemizde de birçok mükellef yabancı kaynak ağırlıklı çalıştığı için bu durumdan olumsuz etkilenecektir.
Peki Şimdi Ne olacak?
Enflasyon muhasebesinin ertelenmesi işletmelerin mali tablolarının gerçeği yansıtmaktan uzaklaşmalarına yol açacaktır. Enflasyon oranı yükseldikçe mali tabloların gerçeklikten uzaklaşma oranı da artacaktır.
Enflasyonun yarattığı olumsuz etkilerden korunabilmek için, Vergi Usul Kanunu’na eklenen Geçici 32. Maddeyle; bu kanunun mükerrer 298 inci maddesinde yapılan düzenleme ile ilk kez yeniden değerleme yapacakları hesap döneminden önceki hesap döneminin sonu itibarıyla bilançolarına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini yeniden değerleyebileceklerdir. Ancak değerleme yapan mükellefler, değer artışları üzerinden %2 oranında vergi ödemeleri gerekmektedir.
Vergi mükellefleri %2 gibi cüzi bir vergi ödeyerek, enflasyon muhasebesinden çok daha basit bir yöntemle mali tablolarındaki enflasyonun etkisini en aza indirmeleri mümkün olabilecektir.
Vergi sistemimizin daha da karmaşık hale getirilmesi değil tam tersine daha da basitleştirilmesi gerekir.
7326 sayılı af yasasıyla Vergi Usul Kanununa eklenen Geçici 31. Madde ile 31.01.2021 tarihine kadar yeniden değerlemenin getirilmesi, ardından 7338 sayılı yasa ile Vergi Usul Kanununa eklenen Geçici 32. Madde ile uygulamanın süresiz hale getirilmesi, bu arada enflasyon düzeltmesinin şartlarının oluşmasına müteakip, tebliğ taslağının yayınlanması, sonrasında enflasyon düzeltmesinden vazgeçilerek ertelenmesi, zaten yeterince karmaşık olan vergi mevzuatını sanki daha da karmaşık hale getirmek için özel bir çaba sarf ediliyormuş izlenimi yaratmıyor mu?
Siz ne dersiniz?
Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.
Yeminli Mali Müşavir