Kanun Yolundan Vazgeçme, Vergi Yargısının İş Yükünü Azaltır mı?
17.12.2019Ülkemizde en çok değişen mevzuatın başında vergi kanunları geliyor dersem, sanırım yanlış bir şey söylemiş olmam.
Gerek yeni yükümlülüklerin getirilmesi olsun, gerekse mükelleflere bir takım yeni hakların verilmesi olsun, cezalı duruma düşmemek ya da kanun koyucunun verdiği haklardan yararlanabilmek için ilgili mevzuatların sürekli takip edilmesi gerekmektedir.
Son olarak 7194 sayılı kanun ile mükelleflere tanınan mevcut haklar da iyileştirme yapılmasının yanında, yeni bir takım haklar da tanındı.
Vergi idaresi ile vergi mükelleflerin, vergiler ve cezalarla ilgili her aşamada anlaşabilmesi, vergi ihtilaflarının süratle çözümlenebilmesi ve yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması amacıyla, 2020 yılında yürürlüğe girecek, Vergi Usul Kanunu'nda "Kanun Yolundan Vazgeçme" başlığıyla yeni bir düzenleme yapıldı.
Bugüne kadar vergi ihtilafları ya uzlaşma ya da cezalarda indirim gibi yöntemlerle idare nezdinde çözüm üretilebilmekte veya yargı yoluna gidilerek mükellef bir çözüm aramaktaydı. İdare ile çözümü tercih eden vergi mükellefleri yargı yoluna müracaat edemiyorlardı. Yargı yolunu seçenlerde de idare ile çözüm aramak mümkün olmuyordu.
Yakın zamanlarda çıkarılan af yasaları ile yargı aşamasından vazgeçilmesi halinde mükelleflere avantajlı imkanlar sunularak davadan vazgeçilmesi sağlanmıştır. Böylece idare indirimli de olsa vergi alacağını tahsil etme imkanı bulurken, mükellefte yargı sürecini fazla uzatmadan riskli durumunu ortadan kaldırmış olmaktadır.
Kanun yolundan vazgeçme müessesesi ile bu durum kalıcı hale getirilerek, mükellef ile idare arasında ihtilafların azaltılarak yargı yükünün hafifletilmesi ve alacağın indirimli de olsa hızlı bir şekilde tahsili amaçlanmaktadır.
Yeni Yapılan Düzenleme Neler Getiriyor?
Vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
1. Kaldırılan vergi tutarının %60'ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75'i,
2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25'i ve tasdik edilen tutarının %75'i,
mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.
Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80'inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Ancak tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz.
Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilir ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilir. Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmez.
Uygulama Nasıl olacak?
Vergi Usul Kanununun 379 uncu maddesinde yer alan kanun yolundan vazgeçme müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle vergi mahkemesinin tasdik veya terkin kararı olması gerekir. Yapılan bu düzenleme ile yargılama devam ederken ihtilafın sürdürülmemesi karşılığında amme idaresi bazı tavizler vererek verginin hazineye en kısa sürede intikalini amaçlamaktadır.
Mükelleflerin vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolundaki kararlar bu imkândan yararlanabilecektir. Diğer bir ifade ile vergi mahkemesi tarafından henüz karara bağlanmayan davalar ile Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar bu uygulama kapsamında değildir.
Konuya ilişkin bir örnek verirsek sanırım daha kolay anlaşılır;
Gazikent Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi Bay (Z) hakkında, 200.000 TL katma değer vergisi tarh etmiş ve bir kat vergi ziyaı cezası kesilerek tebliğ edilmiştir. Vergi/ceza ihbarnamesine yasal süre içerisinde dava açılmış olup ilk derece Vergi Mahkemesinin tasdik ve/veya terkin kararına istinaden konunun kanun yolundan vazgeçme müessesesi karşısındaki durumuna bir bakalım.
Alacağın Konusu |
Vergi Mahkemesi veya Bölge İdare Mahkemesi Tarafından Kaldırılmışsa |
Vergi Mahkemesi veya Bölge İdare Mahkemesi Tarafından Tasdik Edilmişse |
||
Ödeme |
İndirimli Ödeme |
Ödeme |
İndirimli Ödeme |
|
Vergi Aslı |
120.000 |
96.000 |
200.000 |
200.000 |
Vergi Ziyaı Cezası |
0 |
0 |
150.000 |
120.000 |
TOPLAM |
|
96.000 |
|
320.000 |
Örnekten de anlaşılacağı üzere, ilk derece mahkemesini kazanmış bir mükellef 400 bin TL’sı yerine 96 bin TL’sı, ilk derece mahkemesinde kaybetmiş olan mükellef ise 400 bin TL’sı yerine 320 bin TL’sı ödeyecektir.
Vergi idaresi, aleyhine açılan davaların %90’nın dan fazlasını kaybetmektedir. Çünkü mükellefler kazanacakları tarhiyatları davaya götürmekte, kaybedecekleri tarhiyatlar nedeniyle fazladan gecikme faizi ödememek için dava konusu yapmamaktadırlar.
Özelliklede ilk derece mahkemesini kazanmış olanların, kanun yolundan vazgeçmeye müracaat etmeleri çok düşük bir ihtimal görünmektedir.
Vergi mahkemelerinin iş yükünün gereksiz yere artmaması isteniyor ise vergi incelemelerinin daha sağlıklı yapılması ve sürekli aynı konularda idare aleyhine verilen mahkeme kararları taranarak, yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi, yargıya intikal eden davaların azalmasında daha etkili bir rol oynayacaktır.
Yeminli Mali Müşavir