ARTTIRILAN VERGİLER VE FİNANSMAN GİDER KISITLAMASI
09.02.2021Geçtiğimiz hafta içerisinde mevcut bazı vergilerdeki artışların yanı sıra dolaylı yoldan ilave vergi yükleri de getirildi.
Bu hafta ki yazımda finansman gider kısıtlaması ile ilgili konuyu ele alacağım. Ama diğer vergi artışlarından da çok kısa bahsetmek istiyorum.
Özel İletişim Vergisi Artırıldı;
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunun da yapılan değişiklik ile telefon konuşmaları, internet ücretleri ve kablolu televizyon yayınları gibi hizmetlere uygulanmakta olan özel iletişim vergisi oranları 30 Ocak 2021 tarihinden itibaren %7,5’den % 10’a çıkarıldı.
Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinde Tevkifat Oranı Arttırıldı;
04 Şubat 2021 tarihli Resmi Gazete'de yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde vergi tevkifatı oranına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı yayımlandı.
Bilindiği üzere, yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin vergi tevkifatı oranı yüzde 3 olarak uygulanmaktaydı.
Bu Karar ile;
- Gelir vergisi tevkifat oranlarına ilişkin 2009/14592 Sayılı Kararda (istihkak bedelleri),
- Kurumlar vergisi tevkifat oranlarına ilişkin 2009/14593 ve 2009/14594 Sayılı Kararda (hakkediş ödemeleri)
değişiklik yapılarak, yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin vergi tevkifatı oranı, 1 Mart 2021 tarihinden itibaren yapılan ödemelere uygulanmak üzere yüzde 3'ten yüzde 5'e çıkarıldı.
Finansman Gider Kısıtlaması;
Yukarıda da bahsettiğim gibi geçtiğimiz hafta bazı vergi türlerinin oranlarında artışlar meydana geldi. Vergileri artırmanın direk yolu malumunuz olduğu üzere vergi oranlarını artırmaktır. En bilinen yoldur ama tek yol değildir.
Bazen de mevcut muafiyet ve istisnalarda daraltmalar yaparak ya da bu hafta ele alacağımız konuda olduğu gibi vergi matrahının oluşumunda dikkate alınacak indirimleri azaltarak, vergiye tabi matrahı bir diğer anlatımla vergilendirilecek kazanç tutarını arttırmak mümkündür.
Bunun en son örneğini hatırlayacağınız üzere binek otomobillerine getirilen gider kısıtlamalarında görmüştük. Bu defa da işletmelerin kullandığı yabancı kaynaklara ilişkin yüklendikleri giderlere kısıtlamalar getirildi.
Aslında finansman gider kısıtlaması yeni bir uygulama değil, 2004 yılında kaldırılmıştı. 2012 yılında 01.01.2013'te yürürlüğe girmek üzere tekrar getirilmiş ancak kararname yayımlanmadığı için bugüne kadar uygulanmamıştı.
Yayımlanan kararname ile 01.01.2021 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, finansman gider kısıtlaması uygulaması yeniden hayatımıza girmiş oldu. 3490 sayılı Karar ile 01.01.2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere;
Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unun gider olarak indirilmesi kabul edilmeyecektir.
Düzenlemeye göre;
• Gider kısıtlaması, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere yapılacaktır.
• Kısıtlama en fazla %10 ile sınırlı olabilecek ve oranı Cumhurbaşkanı sektörler itibariyle farklılaştırabilecektir.
• Yatırım maliyetine eklenen faiz ve benzeri ödemeler sınırlamaya tabi olmayacaktır.
• Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri finansman gider kısıtlaması hükümlerine tabi değildir.
Maddede yer alan yatırım ifadesi tanımlanmış olmamakla birlikte, finansman gider kısıtlaması düzenlemesiyle ilgili olarak tartışmaya açık çok sayıda konu bulunmakta. Örneğin; öz kaynak ve yabancı kaynak tanımları, öz kaynak - yabancı kaynak karşılaştırmasının yapılacağı tarih, vade farklarının bedele dahil olduğu durumda yapılacak uygulama, finansman gideri dışında finansman geliri olan işletmelerde uygulama gibi konuların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Gelir İdaresi muhtemelen bu konuları kapsayan bir Genel Tebliğ veya Sirküleri kısa zamanda yayımlayacaktır.
Firmaların öz kaynak yapılarının güçlü olması gerek firmalar düzeyinde ve gerekse makro düzeyde ülke ekonomisi için önem taşıdığından, firmaların finansman ihtiyaçlarını borçlanma yerine öz kaynak ile finanse etmelerini teşvik etmek amacıyla böyle bir düzenlemeye gidildiği anlaşılmaktadır.
Ancak vergi yükünü artırmadan aksine teşvik edici yöntemler kullanarak da firmaların öz kaynaklarını güçlendirmenin yolları mevcuttur. Her zaman vergi oranlarının artırılması ya da indirim, istisna ve muafiyetlerin daraltılmasıyla veya kaldırılmasıyla vergi gelirlerinden beklenen artışı sağlamak mümkün olmayabilir.
Bütün okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.
Yeminli Mali Müşavir