Teşvik Belgeli Yatırımlarda Vergi İndirimi: Uygulamada Düşülen Tuzaklar
24.06.2025Teşvik Belgeli Yatırımlarda Vergi İndirimi: Uygulamada Düşülen Tuzaklar
Türkiye’de yatırım yapan şirketler için sağlanan devlet destekleri arasında en dikkat çekici uygulamalardan biri, indirimli kurumlar vergisi avantajıdır. Bu teşvik sayesinde yatırım yapan şirketler, belirli oranlar dâhilinde kurumlar vergisini indirimli olarak ödeyebilmektedir. Ancak bu avantajı uygularken yapılan küçük hatalar, büyük vergisel risklere dönüşebilmekte; teşvik iptali, ceza ve gecikme faizi gibi sonuçlar doğurabilmektedir.
Bu yazıda, yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflerin indirimli kurumlar vergisi uygulamasında en çok karşılaştığı sorunları, yaygın hataları ve dikkat edilmesi gereken noktaları ele alıyoruz.
İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulamasının Temel Esasları,
Teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırımlarda, mükelleflere yatırım yaptığı bölgeye göre belirli bir yatırıma katkı oranı ve buna bağlı olarak vergi indirimi oranı belirlenir. Bu oranlar doğrultusunda hesaplanan indirimli vergi uygulaması, yatırımın tamamlanma durumuna ve teşvik belgesindeki hükümlere göre farklılık gösterir.
Vergi indiriminin hangi kazanca uygulanabileceği konusunda özellikle şu ayrım kritik öneme sahiptir:
Yatırım Sürecindeyken (Yatırım Dönemi);
• Yatırım döneminde, mükellef talep ettiği takdirde tüm faaliyet kazancına indirimli oran uygulanabilir.
• Bu hak, bölgesel teşvikler için kullanılmaktadır.
Yatırım Tamamlandıktan Sonra (İşletme Dönemi);
• Yatırımın tamamlanması sonrası indirimli kurumlar vergisi oranı, yalnızca teşvik belgesi kapsamındaki faaliyetten elde edilen kazanca uygulanabilir.
• Diğer faaliyetlerden (örneğin belge dışı üretim, ticaret, hizmet vb.) elde edilen kazanç için indirim uygulanmaz.
Bu iki uygulamanın farkı, mevzuatta açıkça belirtilmiştir ve uygulamada yanlış anlamalara neden olabilmektedir. Özellikle yatırım sürecindeyken tüm kazanca uygulanabilirlik imkânının varlığı bilinmediğinde, şirketler bu haktan gereksiz yere feragat edebilmektedir. Dolayısıyla teşvik belgesi başvurusu aşamasında bu detayların mutlaka göz önünde bulundurulması önerilir.
Sık Yapılan Uygulama Hataları,
1. Belge Dışı Harcamaların Yatırıma Dâhil Edilmesi
Teşvik belgesinde yer almayan, özellikle ikinci el makine alımı veya kapsam dışı harcamaların yatırım tutarına eklenmesi durumunda vergi avantajı haksız yere genişletilmiş olur. Bu da geriye dönük vergi aslı ve ceza riskini doğurur.
2. İndirimli Vergi Oranının Yanlış Kazanca Uygulanması
Özellikle yatırım tamamlandıktan sonra, indirimli kurumlar vergisi oranının tüm kazanca uygulanması, en sık yapılan hatalardan biridir. Bu durumda belge dışı gelirler için eksik vergi ödenmiş olur. Bu yanlışlık özellikle üretim sektöründe faaliyet gösteren ve teşvik konusu ürün dışında üretim yapan şirketlerde daha sık gözlemlenir.
3. Yatırıma Başlama ve Bildirim Süreçlerinde Uyum Sorunları
Yatırıma teşvik belgesi alınmadan önce başlanması ya da belge süresinin dışında harcama yapılması, teşvikten yararlanma hakkını ortadan kaldırabilir. Bu durumda yapılan yatırım teşvik dışı sayılır. Özellikle yatırım süresi uzatma başvurularının zamanında yapılmaması bu riski artırmaktadır.
4. Grup Şirketlerle Yapılan İşlemlerde Transfer Fiyatlandırması Hataları
Teşvik kapsamında yapılan alımlarda grup şirketlerden alınan mal ve hizmetlerde emsallere uygunluk aranır. Aksi durumda örtülü kazanç aktarımı riski doğar. Bu tür hatalar genellikle iç denetim mekanizması yetersiz olan şirketlerde ortaya çıkmaktadır.
Bu Hataların Muhtemel Sonuçları,
1- Teşvik Hakkının Tamamen İptali,
Belgeye aykırı hareket eden yatırımcı, tüm desteklerden mahrum bırakılabilir.
2- Vergi Aslı, Gecikme Faizi ve Cezalar,
Haksız yararlanılan vergi indirimleri geri alınır, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezaları gündeme gelir.
3- Geniş Kapsamlı Vergi İncelemesi Riski:
Hata yapılan yıl dışında önceki yıllar da incelemeye alınabilir. Ayrıca bu durum, mükellefin risk profiline olumsuz yansıyarak ilerleyen yıllarda daha sık denetim yapılmasına neden olabilir.
Doğru Uygulama İçin Pratik Öneriler,
Proje Bazlı Muhasebe Altyapısı Kurulmalı:
Her yatırım için ayrı alt hesap açılmalı, belge konusu harcamalar izlenebilir olmalıdır.
Teşvik Belgesi Revizyonları Atlanmamalı:
Yatırım planı değiştiğinde ya da yeni kalemler eklendiğinde belge revize ettirilmelidir.
Kazanç Ayırımı Net Yapılmalı:
Yatırım tamamlandıktan sonra yalnızca teşvik kapsamındaki kazanç tespit edilip indirimli oran buna uygulanmalıdır.
Transfer Fiyatlandırmasına Uygunluk Denetimi:
Grup içi işlemler için emsal tespit raporları ve iç kontrol mekanizmaları işletilmelidir.
Teşvik Belgesi İyi Değerlendirilmeli:
Sadece vergi indirimi ve teşviği değil, fazi teşviği, SGK teşviği gibi hususlardan yararlanılabileceği unutulmamalıdır.
Ayrıca şirketlerin, yatırım süreci boyunca teşvik uygulamalarını vergi danışmanlarıyla düzenli olarak gözden geçirmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu sayede uygulama hataları henüz ciddi bir risk doğurmadan tespit edilebilir ve gerekli düzeltici işlemler yapılabilir.
Avantaj Doğru Kullanılırsa Gerçek Bir Kazanç Yaratır,
Yatırım teşvikleri, doğru kurgulanıp dikkatle uygulandığında işletmeler için çok değerli vergi avantajları sunar. Ancak bu teşviklerin sunduğu fırsatlar kadar, uygulamadaki hatalar da büyük riskler doğurabilir. Gerek belge sahiplerinin gerekse uygulamadan sorumlu meslek mensuplarının bu tuzaklara karşı dikkatli olması, hem teşvikten azami faydayı sağlamak hem de ileride doğabilecek mali yüklerden korunmak için hayati önem taşımaktadır.
Unutulmamalıdır ki yatırım teşvik belgesi almak kadar, bu belgenin sunduğu hakların doğru kullanılması da vergi mevzuatına tam uyum ve mali sürdürülebilirlik açısından kritik bir konudur. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dijital denetim altyapısını geliştirdiği günümüzde, teşvik uygulamaları titizlikle takip edilmekte ve riskli görülen mükellefler inceleme listelerine alınmaktadır. Bu da sürecin önemini bir kez daha artırmaktadır.
Yeminli Mali Müşavir