Faiz İndirimi Beklenirken Teşviklerle Yatırım Avantajı
15.07.2025Faiz İndirimi Beklenirken Teşviklerle Yatırım Avantajı
2025 yazı itibarıyla Türkiye ekonomisinin en önemli gündemlerinden biri faiz politikası. Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının sonuna yaklaşıldığı ve önümüzdeki günlerde ve aylarda faiz indirim sürecinin başlayabileceği yönündeki beklentiler, yatırımcıların radarına yeniden hareket getirdi.
Bu değişim, yatırım yapma niyeti olan şirketler için yeni bir fırsat penceresi açarken, sürecin başarısı yalnızca düşük faizle değil, doğru teşviklerin zamanında ve etkin biçimde kullanılmasıyla mümkün olacaktır.
Peki, hangi teşvikler gerçekten kazandırır?
Faiz Düşerken Yatırım Stratejisi Nasıl Kurulmalı?
Düşük faiz ortamı, kredi maliyetlerini aşağı çekerek yatırımın fizibilitesini artırır. Ancak bu tek başına yeterli değildir. Asıl farkı yaratan unsur, yatırımlara eşlik eden teşvik unsurlarının gücü ve uygulanabilirliğidir. Bazı teşvikler kısa vadede doğrudan nakit etkisi yaratırken, bazıları uzun vadede vergi avantajı sağlar. İşletmelerin bu ayrımı dikkate alarak strateji oluşturması gerekir.
Her Teşvik Aynı Etkiyi Yaratmaz
Kamu tarafından sunulan yatırım ve istihdam teşvikleri genel olarak caziptir. Ancak bazı teşviklerin faydası ancak şirket kâr ettiğinde görülürken, bazıları doğrudan gideri azaltır ya da nakit çıkışını engeller. Özellikle nakit akışını korumak isteyen firmalar, bu farkı gözeterek teşvik seçimi yapmalıdır.
Nakit Etkisi Güçlü Olan Teşvikler
Faizlerin yüksek seyrettiği bu dönemde, aşağıda yer alan teşvikler gerçekten işe yarayanlar arasında değerlendirilebilir:
1. Faiz Desteği
Yatırım teşvik belgesi kapsamında kullanılan yatırım kredilerine sağlanan faiz veya kâr payı desteği, bu dönemde en kritik teşvik kalemlerinden biridir.
• TL krediler için genellikle %4-5 oranında, döviz kredileri için %1-2 oranında destek sunulmaktadır.
• Yüksek faiz ortamında bu oranlar, toplam maliyeti anlamlı düzeyde düşürür.
Bu destekten faydalanabilmek için yatırım teşvik belgesinin önceden alınmış olması ve kredinin bu belge kapsamında kullanılması gerekir.
2. SGK İşveren Primi Desteği
Yatırım teşvik belgesi kapsamında sağlanan bu destek, şirketin hem istihdam maliyetini düşürüyor hem de nakit akışını doğrudan rahatlatıyor. Özellikle faiz düşüşüyle birlikte yatırım iştahı artarken, prim yükünün hafifletilmesi büyük bir motivasyon kaynağı olacaktır.
• Destek süresi bölgeye göre 12 yıla kadar uzayabilmekte.
• Özellikle işçilik yoğun sektörlerde ciddi bir avantaj sağlamaktadır.
3. KDV İstisnası
Bu uygulama, yatırımcı üzerinde ki finansman yükünü ciddi bir şekilde azaltıyor.
• Özellikle yüksek tutarlı makine, teçhizat ve inşaat girdilerinde bu destek, yatırımın nakit akışını en baştan rahatlatır.
• KDV oranının %20 olduğu düşünüldüğünde, bu avantaj yatırım maliyetini ciddi şekilde aşağı çeker.
4. Vergi İndirimi
Kurumlar vergisinin %25 (genel oran) yerine, yatırım bölgesine ve önceliğine göre indirimli oranlarda kullanılması, uzun vadede vergi yükünü azaltır. Ancak bu destekten yararlanmak için şirketin kârlı olması ve vergi doğurması gerekir. Yeni kurulan veya zarar eden firmalar için bu teşvik kısa vadede anlamlı olmayabilir.
Uygulamada Karşılaşılan Riskler
Teşvik sistemleri doğru kullanıldığında çok değerli avantajlar sunar. Ancak uygulamada yapılan bazı sık hatalar, bu kazanımları ortadan kaldırabilir:
• Teşvik belgesi alındıktan sonra yapılan harcamaların belgeye uygun olmaması,
• SGK prim desteğinden yararlanmak için gerekli işe girişlerin teşvikli kodla yapılmaması,
• KDV istisnası belgesinin mal alımı öncesinde düzenlenmemesi,
• Belgelerin süresinin aşılması veya gerekli bildirimlerin yapılmaması,
Tüm bunlar, teşviklerin iptaline veya geriye dönük cezalara neden olabilir.
Faizler Düşerse, Teşvik Stratejisi Ne Olmalı?
Önümüzdeki dönemde faizlerin düşeceğine dair güçlü beklentiler var. Bu durumda, bazı şirketler yatırımlarını ertelemeyi düşünebilir. Ancak unutulmamalıdır ki yatırım stratejisinin sağlıklı bir planlamayla oluşturulması gerekir.
• Bu nedenle ekonominin mevcut durumunu ve geleceğini iyi analiz ederek buna göre bir strateji oluşturmak gerekir.
• Faizler düştüğünde hem kredi maliyeti azalır hem de mevcut teşvik belgesi kapsamında kullanılabilir kaynaklar devreye girer.
Bu nedenle yatırımcıların “bekle-gör” yerine, stratejilerini oluşturarak hareket etmesi önerilir.
Kâğıt Üstü Destek mi, Gerçek Katkı mı?
Yüksek faiz ortamında, şirketlerin kârlılıktan çok nakit akışını yönetmeye odaklanması gerektiği bir gerçek. Bu çerçevede, teşvik sisteminden gerçek anlamda fayda sağlamak için;
• Nakit etkisi güçlü teşvikler önceliklendirilmeli,
• Faiz destekli kredi planlamaları teşvik belgesiyle birlikte düşünülmeli,
• KDV istisnası ve SGK teşvikleri gibi doğrudan avantaj sağlayan kalemler öne çıkarılmalı.
Faizlerin düşme eğilimi, yatırım kararlarını yeniden gündeme getirebilir. Ancak yatırımı kazançlı hale getiren unsurlar sadece kredi maliyeti değildir.
Gerçek nakit avantajı yaratan teşvikler, doğru zamanlama ve dikkatli uygulamayla birlikte yatırımın geri dönüş süresini ciddi şekilde kısaltır.
Bugün alınan bir teşvik belgesi, yarının faiz avantajı ile birleştiğinde yatırımınızın en güçlü finansman kaynağı olabilir.
Teşvik, ancak zamanında, doğru planlanmış ve eksiksiz uygulandığında gerçek katkı sağlar.
Yeminli Mali Müşavir